Erzincan’ın İliç bölgesinde dün meydana gelen maden kazasının ardından Türk Tabipleri Birliği (TTB) Halk Sağlığı Kolu Yürütme Kurulu üyesi Uzman Dr. Nasır Nesanır, Cumhuriyet’e konuştu.
Nesanır; soluma, su ve gıdanın tüketilmesi yoluyla vücuda alınan siyanür ve diğer ağır metaller nedeniyle tüm canlılarda akut ve kronik zehirlenme, kansızlık, kalp yetmezliği, kanser (cilt, prostat, karaciğer, mesane, böbrek, akciğer ve solunum yolları vb.), böbrek yetmezliği, akıl hastalıkları, anormal doğumlar görüldüğüne dikkat çekti.
Siyanid’in (CN) çok hızlı etki eden toksik maddelerden biri olduğunun altını çizen Nesanır, siyanürlü altın madenciliğinin insan ve çevrne üzerine direkt ve dolaylı etkilerini şöyle sıraladı:
“Çevre ve su kirliliği, ağır metal kirliliği sonucu kanserler, hava kirliliği, solunum sistemi enfeksiyonlarına yatkınlık, alerjik solunum sistemi hastalıklarında alevlenmeler, kronik obstrüktif akciğer hastalığında alevlenmeler, gözde irritasyon, solunum sistemi kanserleri, solunum ve dolaşım sistemi hastalıklarının morbidite ve mortalitesinde artış, toprak kirliliği, besin zincirine ağır metallerin karışması sonucu kanserler, gıda kirliliği, ekolojik yıkım, jeolojik yapının değişimi, toprak örtüsünün tahribi, ekosistemlerin yok edilmesi, yeraltı su kaynaklarının kendini yenileyemeyecek düzeyde aşırı tüketimi ve arsenik, asbest, kadmiyum, berilyum gibi kanserojen ağır metallerin serbestleştirilerek doğaya bırakımı.”
‘BOŞALTIM YOLLARI İLE ATILAMAZLAR’
TTB UYARMIŞTI
Nesanır, TTB’nin Erzincan’ın İliç ilçesinde siyanür liçi yöntemi ile üretim yapılan altın madenindeki siyanür sızıntısı ile ilgili Anagold Madencilik ve yetkili kamu görevlileri hakkında 11 Temmuz 2022 tarihinde suç duyurusunda bulunduğunu anımsatarak “Suç duyurusunda Erzincan Valiliği’nin açıklamasının aksine siyanür içerikli solüsyonun toprakta hapsolmadığı, önemli bir kısmının gaz fazına geçerek havaya dağıldığı ve sorunun çözüldüğü algısının gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Bölgede tüm canlılar için yaşanabilecek risklerin bilimsel veriler ışığında sunulduğu suç duyurusu metninde delil olarak ÇED raporlarına, resmi tutanaklara, numune analizlerine, bilirkişi incelemelerine ve uzman görüşlerine de yer verildi. Başsavcılık yapılan tüm denetimler ve yaptırımlar sonrasında kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti” dedi.
‘YASAKLAMAYA DAVET EDİYORUZ’
İliç’te yaşananların Türkiye için bir ilk olmadığını da belirten Nesanır, “2011 yılında Kütahya’da; geçtiğimiz yıl Giresun Şebinkarahisar’da, Gördes’te yaşanan, birkaç gün önce Manisa’nın Yunusemre ilçesinde meydana gelen ve ‘kaza’ diye nitelenen olaylarda ağır metallerden zengin büyük miktarda atığın, atık havuzlarından çevreye yayıldığı unutulmamıştır. Üst üste gelen bu olaylar kapitalist sistemin doğayı daha yüksek kâr için sömürüsünün ve canlı yaşamını hiçe saymasının sonucudur” değerlendirmesinde bulundu. Nesanır, “Çöpler Altın Madeni İşletmesi’nin acilen kapatılması, atık baraj gölünde biriken binlerce ton tehlikeli atığın, liç yığınlarının, pasa dağlarının bilimsel yöntemlerle zararsız hale getirilmesinin en kısa zamanda sağlanması gerekir. Kuşkusuz ülkemizde aynı tehlikeleri içeren diğer altın madeni işletmelerinde de benzer önlemlerin alınarak olası ekosistem yıkımlarının önlenmesi gereklidir. Ülkemizi yönetenleri; tüm canlıların yaşamına ve ekosistemlere saygılı olmaya, ülkemizde siyanür liçi yöntemi ile madenciliği yasaklamaya davet ediyoruz” diye konuştu.