Welcome to Our Website

Türk ve Yunan Sanatçılarının Ortak Yapımı: Romeo ve Juliet

İngiliz yazar William Shakespeare’in asırlardır sahnelenen oyunu “Romeo ve Juliet”, bu kez Türk ve Yunan sanatçıların ortak çalışmasıyla iki ülkede izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor.

Türkiye’deki Devlet Tiyatroları (DT) ile Yunanistan Pire Şehir Tiyatrosunun ortak yapımıyla, iki düşman ailenin birbirini seven genç evlatları Romeo ve Juliet’in aşk hikayesi, farklı bir yorumla anlatılacak.

AA muhabirine konuşan yönetmen Lefteris Yovanidis, “Romeo ve Juliet”in, Türk ve Yunan oyuncuların sahneleyeceği şekliyle nasıl uyarlanacağına ilişkin, “Gösterimizde farklı bir bakış yakalamak istedik. Capulet ailesinin Yunanca konuşmasına, Yunan olmasına ve Montague ailesinin de Türk olmasına ve Türkçe konuşmasına karar verdik.” dedi.

Yovanidis, iki ailenin kendi aralarında İngilizce konuşacağını belirterek, şöyle devam etti:

“Yaşadıkları yeri çok belirtmiyoruz. Buranın kime ait olduğunu söylemiyoruz. Oyunda İngilizce konuşan ve iki aile arasındaki düzeni sağlayan bir lider var. Defalarca dile getirilmiş ‘Romeo ve Juliet’ hikayesini, tüm hikayeyi burada inşa ediyoruz ancak bu kez çok fazla sayıda farklılıkları da ortak noktaları da olan iki halktan ilham alarak anlatıyoruz.”

“Sanat iyi gelir, barışı sağlar, sanat siyaset üstüdür”

Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı Eray Eserol da projeyi DT Genel Müdürü Tamer Karadağlı’dan ilk duydukları andan itibaren bunun çok önemli olduğunu hissettiklerini belirtti.

“Romeo ve Juliet”in düşman ailelerin çocuklarının aşkını anlatan hikayesinin bu kez “Türk ve Yunan ailelerin çocuklarının aşkı” olarak yorumlanacağını vurgulayan Eserol, şunları kaydetti:

“Oyunda birbirine düşman iki ailenin çocukları birbirine aşık olur. Herkes bilir Romeo ve Juliet’in hikayesini. Düşman ailenin çocukları aşık olacakları yerde, iki düşman sanılan ülkenin çocukları aşık olsa, bu iki ülke de dünyaya düşman olmadıklarını, aslında sanatın gücüyle dostluğu, barışı istemenin mümkün olabildiğini gösterse nasıl olur diye düşündük.”

Eserol, oyunun önce Ankara, İstanbul ve İzmir’de, ardından Yunanistan’da sahneleneceğini kaydederek, “Projenin amacı da tekrar Türk-Yunan kardeşliğini buradan dünyaya göstermiş olacağız. Bu yolda da ümidimiz sonsuz. Sanat iyi gelir, barışı sağlar, sanat siyaset üstüdür.” diye konuştu.

“Çok güzel bir arkadaşlık kurduk”

Türk ve Yunan sanatçılardan oluşan ekip, provalarına Atina’da başladı.

“Juliet”i canlandıran Kalliopi Haska, projeyi “kendisi için büyük bir armağan” olarak nitelendirdi.

Haska, harika bir ekipleri olduğunu belirterek, “Hiçbirimiz kim Yunanistan’dan kim Türkiye’den diye düşünmüyor. Çok güzel bir arkadaşlık kurduk ve bunun için çok müteşekkirim.” dedi.

Türk ve Yunan ekiplerin harika bir uyum yakaladığına işaret eden Haska, “Yıllar sonra geriye bakıp yaptığımız bu işi ve birbirimizi unutmamız asla mümkün değil.” diye konuştu.

Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı Şevki Çapa da Türk ve Yunan oyuncuların, ilk günden itibaren birbirini yıllardır tanıyormuş gibi sıcak bir ilişki kurduğunu anlatarak, “Yunanistan’daki provalarda, sanki hiç başka bir yere gelmemişiz hissi var. Buraya ilk girdiğimizde sanki devlet tiyatrosunun herhangi bir sahnesinde yaptığımız bir provaya, yıllardır oynadığımız arkadaşlarımızla bir provaya başlayacakmışız gibi o enerjiyle girdik.” ifadelerini kullandı.

Ekibin alışma sürecine bile gerek kalmadan birbiriyle hemen kaynaştığını vurgulayan Çapa, proje bittiğinde ayrılık anı için “O kısmı şimdiden bile düşündüğümde, nasıl bitecek diye bir his geliyor açıkçası.” dedi.

“Romeo”yu canlandıran, İstanbul Devlet Tiyatrosu sanatçısı Alp Ünsal, sadece birkaç haftadır birlikte prova yapmalarına rağmen Yunan oyuncularla adeta 5-6 yıldır birlikte kumpanya yapan bir ekip gibi hissettiklerini vurguladı.

Ünsal, oyuna ilişkin şunları kaydetti:

“Kardeşliğini daha çok vurguladığımız ama düşmanlığın sebebinin ne kadar da boş olduğunu irdelediğimiz bir güzel sahneleme fikri var sevgili yönetmenimiz Lefteris’in. Aksiyonu, komedisi çok yoğun başlayan bir oyun. Daha karanlık, daha dramatik bir oyunumuz var ama herkesin gönlüne dokunacak. Kardeş, komşu iki halk için çok güzel sözleri olduğuna inandığım, seyircinin de yüzünde buruk bir gülümseme ve biraz da yaşlı gözlerle çıkacağını düşündüğüm keyifli bir oyun.”

Oyun 3 dilde sahnelenecek

Oyun süresince, Türkçe, Yunanca ve İngilizce diyaloglar yer alacak. Seyircilere üst yazıyla çeviri imkanı sağlanacak.

Ekibin tecrübeli Yunan oyuncularından Rula Pateraki, “Romeo ve Juliet”in eski bir oyun olmasına rağmen bu kez 3 farklı dilde sergilennmesinin kendisi için farklı bir tecrübe olduğunu belirtti.

Pateraki, oyun için “Bu 3 dilli gösteri, halkların dostluğuna örnek teşkil edecek. İnsanların ve halkların birlikte yaşamasına ilişkin çok güçlü bir metin olduğu için de çok güzel bir yolculuk olacak. Tam olması gerektiği gibi.” ifadelerini kullandı.

İzmir Devlet Tiyatrosunda oyuncu Efe Akercan ise eserde Türkçe konuşan bir oyuncuya, Yunan oyuncunun bazen Yunanca cevap vermesini de örnek göstererek, “Aslında dilin bir öneminin de olmadığını galiba öyle bir yerde anlıyoruz çünkü duygular orada çok net anlaşılabiliyor. O açıdan bu projenin tam olarak böyle bir yerden fark yaratacağını düşünüyorum.” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir