6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler, Türkiye’nin 11 ilinde büyük yıkıma yol açtı. En büyük kayıpların yaşandığı şehirlerden biri olan Hatay’da, aradan geçen iki yıla rağmen yaralar hala sarılmadı. Depremzedeler, kaybettikleri yakınlarının bulunmasını ve barınma sorunlarının çözülmesini istiyor.
“KIZIMIN MEZARI OLSUN İSTİYORUM”
Depremde kızını kaybeden İlhan Balıkçı, acısını şu sözlerle dile getirdi:
“Kızım Handan Karaca bir yıllık evliydi. Eski devlet hastanesinde kayboldu ve hala bulunamadı. Biz artık dayanacak gücümüz kalmadı. Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum; kayıp çocuklarımızı bulun. Lütfen bizi unutmayın, sandık zamanı hatırlıyorsunuz, şimdi de hatırlayın.”
“2023’ÜN 6 ŞUBAT’INDAYIZ, HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEDİ”
Depremzedelerden Nesrin Karasuvan, iki yılın ardından hayatın hala normale dönmediğini vurguladı:
“Biz iyileşmedik. Yaramız hala taze. Saat 04.16’da yataktaydık, 04.17’de enkaz altındaydık. Bugün hâlâ çadırlarda yaşayan insanlar var. Kadınlar perişan, çocuklar geleceksiz bırakıldı. Biz hala 2023’ün 6 Şubat’ındayız.”
“HATAY’DAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Depremin ardından İstanbul’dan Samandağ’a taşınan Emre Can Coşkun, dayanışmayı büyütmeye devam ettiklerini söyledi:
“Buradan gitmeyeceğiz, Hatay’ı terk etmeyeceğiz. Dayanışmayı sürdürüyoruz, çocuklar için kırtasiye malzemesi sağlıyor, insanlara destek olmaya çalışıyoruz. Hatay’ı yeniden ayağa kaldırana kadar mücadelemiz sürecek.”
“DEVLET ELİNİ ÇEKTİ, HALK KADERİNE TERK EDİLDİ”
Deprem sonrası eğitim için başka bir şehre gitmek zorunda kalan Eda Kurtuluş ise yetkililere tepki gösterdi:
“Devlet buradan elini ayağını çekti. İnsanlar hem ekonomik krizle hem de barınma sorunuyla mücadele ediyor. Eğitime erişim zorlaştı, insanlar yaşamak için başka şehirlere gitmek zorunda kaldı. Burayı kendi kaderine terk ettiler ama biz Hatay’ı terk etmeyeceğiz.”
HATAY HALKI ÇÖZÜM BEKLİYOR
Depremzedeler, kayıplarının bulunmasını, barınma ve temel yaşam ihtiyaçlarının karşılanmasını istiyor. Hataylılar, yetkililerden somut adımlar beklerken, 6 Şubat depreminin unutulmaması gerektiğini vurguluyor.
